Bilim Konuşuyor: Tüp Bebekle Üretilen Yavrularda Otizm Riskini Destekleyen Kanıt Yok

Bilim Konuşuyor: Tüp Bebekle Üretilen Yavrularda Otizm Riskini Destekleyen Kanıt Yok

JAMA Network Open'da yakın zamanda yayınlanan bir yayında önemli bir çalışma, kısırlık, doğurganlık tedavileri ve çocuklarda Otizm Spektrum Bozukluğunun (ASD) gelişimi arasındaki karmaşık bağlantıyı araştırıyor. Ontario'da yürütülen araştırma, Nisan 2006'dan Mart 2018'e kadar geriye dönük bir grubu kapsıyor ve Better Outcomes Registry and Network (BORN) veri tabanı, hastaneye yatış kayıtları, ayakta tedavi ziyaretleri ve acil servis verileri dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelen idari sağlık verilerini birleştiriyor.

Anormal beyin gelişimi ile karakterize edilen ve tipik olarak yaşamdan sonraki 18 ay içinde ortaya çıkan OSB'nin kalıtsal ve çevresel faktörlerin birleşiminden etkilendiği bilinmektedir. Doğum öncesi risk faktörleri arasında kısırlık, annenin metabolik ve inflamatuar değişkenleri ve yavrudaki epigenetik değişiklikler yer alır. Bununla birlikte, önceki çalışmalar genellikle OSB ile onun potansiyel öncülleri arasındaki ilişkinin anlaşılmasında kısırlığın ve aracılık etkilerinin rolünü gözden kaçırıyordu.

Çalışma tasarımı, gebelik modlarının yardımsız, subfertilite, intrauterin tohumlama (IUI) veya yumurtlama indüksiyonu (OI) ve intrasitoplazmik sperm enjeksiyonları (ICSI) veya in vitro fertilizasyon (IVF) olarak kategorize edilmesini içeriyordu. Araştırmacılar, düzeltilmiş tehlike oranlarını (aHR'ler) belirlemek için çeşitli ortak değişkenlere göre ayarlama yapan çok değişkenli Cox regresyon modellemesini kullandılar. Preeklampsi, sezaryen doğum, çoğul gebelikler, ciddi neonatal morbiditeler ve erken doğum gibi gebelik sonuçlarının OSB riski üzerindeki etkisini değerlendirmek için nedensel aracılık analizleri yapılmıştır.

1,370,152 bebekten oluşan bir kohorta dayanan sonuçlar, yardımsız gebelik yoluyla doğanlarda OSB görülme sıklığının 1.9 bireysel yıl başına 1,000 olduğunu gösterdi. Özellikle, kısır bireylerden doğan çocuklarda, doğurganlık tedavilerinin uygulanıp uygulanmadığına bakılmaksızın, marjinal olarak daha yüksek OSB riski görülmüştür. Çalışma, olumsuz gebelik sonuçlarının, özellikle ICSI veya IVF sonrasında OSB riskine aracılık etmedeki önemli rolünü vurguladı.

Sonuç olarak bulgular, ebeveyn kısırlığı ile çocuklarda OSB arasındaki bağlantıya katkıda bulunan temel faktörün doğurganlık tedavilerinden ziyade kısırlığın kendisi olabileceğini düşündürmektedir. Sonuç olarak çalışma, doğurganlık tedavilerini takiben çoğul gebeliklerin azaltılmasına yönelik devam eden çabaları savunuyor ve kısır bireyler ve doğurganlık tedavisi görenler için özel bakım planlarının gerekliliğini vurguluyor. Bu kapsamlı araştırma, OSB gelişiminin karmaşık dinamikleri hakkında değerli bilgiler sağlayarak, etkilenen aileler için daha hedefe yönelik ve etkili bakım stratejilerinin önünü açıyor.

kaynaklar:

https://www.news-medical.net/news/20231121/Association-between-infertility-and-autism-spectrum-disorder-risk-among-children.aspx

Maria P. Velez, MD, PhD, ve diğerleri, (2023) Kısırlık ve Çocuklarda Otizm Spektrum Bozukluğu Riski, JAMA Ağı Açık., iki:10.1001 / jamanetworkopen.2023.43954

-+=